(a) önüne, huzuruna. They walked on in advance of the king: Kralın huzuruna ilerlediler. (b) önceden. DEVAMINI OKU
It will be necessary to get tickets in advance: Biletleri önceden almak gerekecek. book in advance: önceden yer ayırtmak/peylemek. to arrive in advance: önceden gelmek. GİZLE
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition